CHP’deki ayrışma ve AKP(2)

CHP’deki son gelişmeler Türk solunun siyasi geleceği bakımından iyimi kötümü olur şu an için kestirmek mümkün gözükmemekle birlikte, bu yeni bir oluşum demektir ki, CHP ve Kılıçdaroğlu açısından çok iyi olmayacağını söyleyebilirim.

Zira DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in vefatı ile CHP’de bir araya gelen sol seçmenin, olası görünmese de Emine Ülker Tarhan başkanlığında yeni bir partinin filizlenmesi, azda olsa CHP’nin oy  kaybına uğraması tasvip edilecek bir durum değildir.

Elbette ki, bu gelişmenin yansımaları teşkilatları da etkiler mi, CHP tabanında kopmaları ateşler mi kestirmek zor.

Bir anlamda Tarhan yönetimindeki yeni sol partinin güçlenmesi, Kırıkkale teşkilatı ile sol tabanı etkileme olasılığını gündeme getiriyor.

Mevcut haliyle CHP yönetimini tasvip etmeyen çok sayıda partili ve siyasetçinin Tarhan’ın yeni partisine yönelmeyeceğini kimse garanti edemez.

CHP’deki ayrışmanın özüne, sadece liderin koltuğunu kaybetmemek için parti içinde tasfiyeye gitmesine gösterilen tepki olarak bakmamak lazım.

Zira sol tabanında ciddi görüş ayrılıkları yaşanıyor.

Kılıçdaroğlu’nun sağ seçmen ve cemaat guruplarına karşı gösterdiği yumuşak tavır, gerek parti meclisi ve gerekse bazı organlarda yine benzeri yapılanmaya zemin hazırlanması da ciddi sorunlardan biridir.

AKP’nin yıpranmasıyla CHP’nin iktidar beklentileri yükselirken, CHP’de yaşanan bu ayrılıkçı bakış açısı, seçim yaklaşırken ateşlenmesi AKP’ye puan kazandırmaktan başka bir anlam ifade eder mi siz düşünün artık.

CHP içindeki tüm gelişmeler ışığında sol seçmenin yapması gereken hususa gelince;

Biliniyor ki, yakında genel seçim var.

İktidardan ve yandaşlarının yol açtığı yolsuzluklardan tutunda, toplumsal yaşamlara müdahalesine kadar ciddi rahatsızlıklar söz konusu.

Hatta denilebilir ki, AKP’ye oy verenlerin de, yaşananlar karşısında bakış açılarının değiştiği hesaba katılır ise, tabanda birlik ve beraberliğin tam zamanı olduğuna dikkat çekmek yanlış olmayacaktır.

Genel merkez politikalarında yaşanan sıkıntılara gösterilmesi gereken tepkinin seçim sonrasına bırakılması yerinde bir tavır olsa gerek.

Gün ayrışma değil, birlik olma zamanıdır.