Türk Metal Sendikası Biga 1 Nolu Şubesi’nin 4. Olağan Genel Kurulu Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında maske ve sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekilde toplandı. Sadece delegeler ve sınırlı sayıda konuğun katıldığı Genel Kurulda Divan Başkanlığına Genel Başkan Yardımcısı Uysal Altundağ seçilirken, Divan Başkanvekilliklerini İzmir Şube Başkanı Mürsel Öcal ile Bursa Şube Başkanı Selda Tekman kâtip üyeliklerini ise Yaşar Karataş ile Serhat Birol yürüttü.
YARALANANLARA ACİL ŞİFALAR DİLİYORUM
Pandemi süreci kapsamında, sınırlı katılımla gerçekleştirilen genel kurulda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Uysal Altundağ, sözlerine Genel Başkan Pevrul Kavlak’ın genel kurul delegelerine gönderdiği başarı dileklerini ileterek başladı. Divan Başkanı olarak delegelere seslenen Genel Başkan Yardımcısı Altundağ, ülkemizin son dönemde yaşadığı yangın felaketlerine değinirken, “Çok zor günler yaşıyoruz. Ülkemizin dört bir yanında, memleketimizin akciğerleri yanıp kül oldu. Ülkemizin her yerinden görevli veya sivil vatandaş herkes seferber oldu, yangınla mücadele etmeye çalışıyor. Her felakette olduğu gibi bu felaket karşısında da en güçlü silahımız birlik beraberliğimizdir. Evladının kundağına top mermilerini sararak cepheye koşan Türk kadını, bugün o bölgelerde ateşin içine su taşıyor. Görüyoruz ki ruh aynı ruh, maya aynı mayadır. Gördük ki Nene Hatunlar aramızdalar, yaşıyorlar. Ülkemizin bekası için suç ile mücadele eden, cephede çarpışan güvenlik kuvvetlerimiz bugün o yangınlara müdahale etmek için ateşin üzerine yürüdüler. Pandemi ile sağlıkçılarımız nasıl kahramanca savaşıyor ise, burada da ormancılarımız aynı şekilde mücadele ediyor. Buradan bir kez daha yangınlarla mücadele edenlere Allah güç kuvvet versin diyorum. Yangınla mücadele ederken hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralananlara acil şifalar diliyorum” dedi.
BÖLGELERİMİZDE 60 CİVARINDA YENİ İŞYERİNDE ÖRGÜTLENDİK
Genel Başkan Yardımcısı Altundağ, sendikacılığın sürekli olarak emek ve mücadele gerektirdiğini dile getirirken şunları söyledi: “Sendikacılık bisiklet sürmek gibidir. Pedal çevirmeyi bırakırsanız bir süre sonra yavaşlar, sonra durur, ardından da düşersiniz. İşte bu anlayışla hiç durmadan çalışan sendikamız Türk Metal, bugün 215 bin üye sayısı ile Türkiye’nin metal işkolundaki en büyük sendikası olma özelliğini Bakanlık tarafından son yayınlanan istatistiklerde de sürdürmüştür. Biliyoruz ki bizlere düşen temel görevlerimizden birisi de, örgütsüz metal emekçilerini, sendikamızın çatısı altında toplamaktır. Onları da, sendikal güvenceye kavuşturmak, hak ve özgürlüklerini korumaktır. Bu, bizim için vazgeçilemez bir görev, onun da ötesinde emekçilere karşı sorumluluğumuzdur. Biz de o sorumluluktan hareketle, bu salgın döneminde hiç boş durmadık. Bölgelerimizde 60 civarında yeni işyerinde örgütlendik. Yaklaşık 15 bine yakın arkadaşımızı ailemize kattık.”
SENDİKAL ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SAYGI BEKLİYORUZ
Ülkemizde örgütlenme hakkının kullanımı konusunda birçok engelleme yaşandığını belirterek sözlerine devam eden Genel Başkan Yardımcısı Altundağ, “Örgütlenme için mücadele ederken bizim tek bir beklentimiz var. Anayasal hakkımız olan sendikal örgütlenme özgürlüğümüze saygı bekliyoruz. Sendikalı çalışmak isteyene saygı göstermiş, çalışanının sendikalı olmasına saygı duymuş tüm işverenlere buradan teşekkür etmek istiyorum. Tabi sendikal haklara saygı göstermeyen sendika düşmanı tavırları ile suç işleyen işverenlere de şunu söylemek istiyorum; sadece sendikalı olduğu için işten attığınız o emekçiler için hukuki zeminlerde mücadelemiz sonuna kadar sürecek… O insanların, onların ailelerinin, Türk Metal olarak bizim iki elimiz sizin yakanızda olacak. Kod 29 denen, son zamanlarda sadece numarası değişen, ama içeriği değişmeyen maddeyi sırf sendikalı oldu diye işçiye uygulayıp, iftira ile insanları işten atanlar, işler yoğun diyerek işçileri 12 saat çalıştırırken… Aynı emekçiler benimde bir güvencem olsun deyip sendikalı olmak istediği zaman, işler durdu diyerek, işçinin açlığa mahkûm edilmesini hangi vicdan kabul edebilir” dedi.
EMEKÇİLERİ BU KARA DÜZENE YEM ETMEYECEĞİZ
Genel Başkan Yardımcısı Altundağ, işçilerin sendikalı olma hakkının Anayasa ile teminat altına alındığını hatırlattığı konuşmasına şöyle devam etti: “Bize arifeyi gösterip bayramı göstermeyenlere, sadece sendikalı olmak istediler diye, işçiyi, emekçiyi yokluğa mahkûm edenlere karşı her türlü hukuki zeminde mücadelemiz sürecek, bunun peşini bırakmayacağız. Türk Metal olarak, her şubemizde kadrolu bir avukat bulunduracağız. Nerede bir metal işçisi varsa orada olacağız. Nerede bir Türk Metalli varsa yanında duracağız. Üyemiz olsun olmasın bu durumdaki tüm işçilere arabulucu görüşmesine giderken destek olacağız… Emekçileri bu kara düzene yem etmeyeceğiz… Bunları yapanlar, bu dünyada yüce devletimizin mahkemelerine, Mahkeme-i Kübra’da da Yüce Allah’ a hesap verecekler.”
ÜRETİME YAPTIĞIMIZ ÖNEMLİ KATKIDAN HAKÇA PAYIMIZI ALMAK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ
Kısa bir süre sonra başlayacak Türk Metal-MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi sürecine de değinen Genel Başkan Yardımcısı Altundağ, önümüzdeki süreç ile ilgili şu ifadelere yer verdi: “Hepinizin bildiği gibi bu sözleşme ile ilgili hazırlıklara Haziran ayında başladık. Öncelikle MESS üyesi işyerlerimizde çalışan üyelerimize anket kitapçıkları dağıtarak görüşlerini aldık. Kitapçıklardaki verileri değerlendirilebilir dijital ortama 120 arkadaşımızın çalışması ile aktardık. Diğer taraftan Türkiye’nin önde gelen araştırma firması ile anlaşarak ikinci çalışmamızı da gerçekleştirdik. Şimdi ise 13 Ağustos tarihinde toplanacak Başkanlar Kurulumuz ile ilk değerlendirmelerimizi yapacağız. Şube başkanlarımız Başkanlar Kurulumuzun çalışmalarını anlatmak üzere bölgelerine dönüp temsilciler kurulunu gerçekleştirdikten sonra, MESS üyesi işyerlerimizin temsilcileri ve Şube Yönetimlerimizle Ankara’da toplanıp çalışma masalarını kuracağız. Oradaki çalışmalarımız sonucunda da 2021 yılı Eylül ayından geçerli MESS gurup toplu sözleşmemizin taslağını oluşturup açıklayacağız. İçinden geçtiğimiz zor koşulları da dikkate alarak, daha güzel bir gelecek, refah içinde, insan onuruna yaraşır bir yaşam için bu sözleşme döneminde de sizlerle birlikte mücadelemizi vereceğiz. Bu toplu iş sözleşmesi döneminde, üretime yaptığımız önemli katkıdan hakça payımızı almak için ne gerekiyorsa yapacağız, ücret ve sosyal haklarda hak ettiğimiz artışı sağlamak için çaba göstereceğiz.”
