Köşe Yazıları

Dr. İdris Karakuş yazdı ”Ankarada Yedim Taze Meyvayi” hikayesi

Bir çok insanın severek dinlediği ama çoğumuzun hikayesini bilmediğimiz yaşanmış olan ''Ankarada Yedim Taze Meyvayı'' türküsünün hikayesini Dr. İdrsi Karakuş yazdı.

Haber71.Net - Google News | Abone Ol

Bir çok insanın severek dinlediği ama çoğumuzun hikayesini bilmediğimiz yaşanmış olan ”Ankarada Yedim Taze Meyvayı” türküsünün hikayesini Dr. İdrsi Karakuş yazdı.

Ankara’da yedim taze meyvayı
Boşa çiğnemişim yalan dünyayı
Keskin’den de sildirmeyin künyeyi

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin
Anamdan gayrısı yalan ağlasın

Tirene bindim de tiren salladı
Zalim doktor ciğerimi elledi
İyi olursun diye köye yolladı

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin
Söyleyin babama babam ağlasın
Babamın oğlu var beni neylesin.

Bozlağın hikâyesi şöyledir:
Sefer Ceyhan 1920 yılında Keskin’in Cinaliuşağı köyünde doğmuştur. Babasının adı Selim (Selim Kâ), anasının adı Kadın’dır.

1920 yılında doğan küçük Sefer büyür, gelişir, yiğit bir köy delikanlısı olur. Güçlü, yakışıklı, sevimlidir. Ana ve babası Sefer’i evlendirmek isterler. Arayıp sorarlar ve sonunda Keskin’in Seyifli köyünden Refik İçöz (Refik Çavuş)’ün üvey kızı Hatice ile evlendirirler.

Bu sırada Sefer’in anası; Hatice’nin de babası ölmüştür. Sefer iki yıl kadar evli kalır. Çocukları olmaz.

Sefer’in boynunda bir yara çıkar. Bu yaraya kimi “kösnü”, kimi “kan çıbanı” der. Sefer, bir çok doktorun kapısını çalar, derdine devâ arar, tedavi olmak üzere Ankara Numune Hastanesi’ne yatar. Dr. Selahi Vehbi tarafından muayene edilir. Numune Hastanesinin doktorları da Sefer’in derdine çare bulamazlar. Derdin çaresiz olduğunu anlayan doktorlar:
“Biz gerekeni yaptık. Merak etme iyi olacaksın” diye Sefer’i, köyüne yollarlar.

Sefer’in derdi kösnü değil “şirpence”dir. Yâni, arslan pençesi, öldürücü bir haftalık. Çaresiz bir dert… Sefer, ince ağrı hastalığına da yakalanmıştır.

Sefer köyünde iyi olmak ümidi ile ilaçlarını kullanıp sonucu beklerken, uzun zamandır pençeleştiği kösnü ya da çıban denen illete yenik düşer ve ömrünün baharında, 20 Haziran 1942’de vefat eder.

Sefer’in arkadaşı Ankara’ya devamlı götürüp getiren yörenin ağıt yazan kişilerinden biri olan Cipçi (Jeep) Kel Ali (Ali Açıkgöz) tarafından bu ağıt yazılmış. Kerem Ceyhan havalandırmış ve Hacı Taşan plağa okumuştur:
Ankara’da yedim taze meyvayı
Boşa çiğnemişim yalan dünyayı
Keskin’den de sildirmeyin künyeyi

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamdan gayrısı yalan ağlasın

Tirene bindim de tiren salladı
Zalim doktor ciğerimi elledi
İyi olursun diye köye yolladı

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Tirene bindim de tiren vızılar,
Alnıma yazılmış kara yazılar
Yaram ciğerimde içim sızılar

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Tirene binmiş de Sefer geliyor
Anasının ciğerini deliyor
Gelin Hatice’mi eller alıyor

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Ankara’nın yolu ufacık taşlı
Gelin Hatice’nin gözleri yaşlı
Sılada efendim düğünüm başlı

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

İzin aldım ben sılaya gitmeye
Kayıtlar gördüm de düğün etmeye
Sefer ölmüş derler Allah etmeye

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Ankara’dan çıktım da başım selamet
Keskin’e gelince koptu kıyamet
Gelin Hatice’m de kime emanet

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Ankara’yla şu Keskin’in arası
Arasına boz dumanlar durası
Çok doktorlar gezdim yokmuş çaresi

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Keskin’e varınca ağrıdı başım
Kıyma felek kıyma daha genç yaşım
Bana ağlasın da yarenim eşim

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Mezarımın başında kuşlar ötüşür
İlaç içtim ciğerlerim tutuşur
Gitme gelin gitme Sefer yetişir

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Mezarımı derin eşin sığ olsun
Etirafı lale, sümbül bağ olsun
Ben ölüyom ahbaplarım sağ olsun

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin

Mezarımın başında yayılır koyun
Biçildi kefenim ılıdı suyum
Hatice’m görmeden kabire koyun

Gençliğine mahrum giden Sefer’im
Ölenecek ben bu derdi çekerim.

Boyunu sorarsan boyu ne güzel
Huyunu sorarsan inciler düzer
Sefer’in gelini del’olmuş gezer

Söyleyin anama anam ağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin
Bu ağıt, Keskin yöresinde “Sefer’in Ağıdı”, Türk Halk Müziği literatüründe “Ankara’da Yedim Taze Meyvayı” diye bilinir.

Keskinli Ali Açıkgöz (Yunbaş’ın Ali, Cipçi Kel Ali, Hastahaneden çıktıktan sonra Keskin’den Cinali köyüne götüren) tarafından arkadaşı Sefer Ceyhan’ın ölümü üzerine söylenen bu ağıt, Keskin-Kırıkkale-Kırşehir ve Ankara’da dilden dile dolaşırken yıllar sonra Nazım Hikmet’e tesir etmiş olmalı ki 1952 yılında yazdığı “Kore Türküsü” adlı şiiri, ufak değişikliklerle ağıdın tekrarı mahiyetindedir.

 

- Kırıkkale Haber, Son Dakika Kırıkkale Haberleri

Haber71.Net Editor

Kırıkkale'nin Haber Portalı Haber71.Net'in editörü tarafından Kırıkkale haberlerinin son dakika ve hızlı bir şekilde ziyaretçilerine ulaştırmayı hedeflemektedir.
Başa dön tuşu