
Siz bir kaç gündür Ak partide yaşanan skandalların üstünü örtmek için çırpınıyorsunuz. Lakin çırpındıkça batıyorsunuz. Kırıkkale siyasetinde yaşanan rezilliklere göz yumup Engin Pehlivanlı’ya şirin görünmek için Alparslan Pehlivanlı’yla kıyaslamaya kalkışmanız; Delice’de alay konusu olmuş, Kırıkkale’de ise tebessümle karşılanmıştır.
Biz Delice’nin üzümünü, kavununu ve tuzunu bilirdik…
Ama taklacı güvercin yetiştiğini ilk kez senden duyduk!
Unutma sayın Ercan Han,
“Cüce, devin gölgesine çıkınca boyu uzamaz.”
Senin kıyasladığın kişi Alparslan Pehlivanlı…
Sadece ismini bilmen yetmez, o dönem
i yaşamış büyüklerine sor da Özal’ın Karaoğlan’ını nasıl andığını duy.
Alparslan Bey, siyasetin siyaset olduğu, adamlığın ölçü olduğu bir dönemin adamıydı.
Ne makam hırsı vardı, ne koltukta oturanı tehdit edenler…
Ne dava arkadaşını arkadan vuranlar, ne de ikbal için eğilip bükülenler vardı.
Sen diyorsun ki “Nette araştırdım.”
Evlat, “Gerçek adamlar Google’da aranmaz, tarihte yaşar.”
İl Başkanı Engin Pehlivanlı’nın şahsiyetine lafımız yok…
Ama siyaset onun işi değil Kırıkkale bunu anladı…
Ama “çevresinde siyaset yapanlar” Kırıkkale teşkilatının içini oyuyor.
Tehdit, şantaj, kaos… Hepsinin göbeğinde aynı isimler var.
İki il başkan yardımcısı günah keçisi yapıldı, peki ya gerçek sorumlular?
Bu olayların baş aktörünün istifası neden yok onun dokunulmazlığı mı var?
“Kurt postu giymekle kurt olunmaz;
Aslan yelesi takan, ormana hükmedemez.”
Siyaseti sosyal medya paylaşımlarıyla değil, milletin gönlünde yer ederek yapacaksınız.
Yoksa bugün attığın tweet, yarın seni temsil eden tek şey olur.
Özlü sözle bitireyim:
“Yiğidin gölgesi bile gölgesine mert olur;
Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan!”