
1887 Keskinliler Derneği, Ankara Keskinliler Derneği ve Keskin Kültür ve Yardımlaşma Derneği… Ortada üç tabela var ama tek bir cümle yok!
Bir hemşehriniz, Beşir Atalay… Keskin’in bağrından çıkmış, yıllarca rektörlük yapmış, İçişleri Bakanlığı görevini üstlenmiş bir isim. Bu şehirde bir değer olmuş, bu memlekete damgasını vurmuş. Peki sonra ne oldu? Üniversitedeki adı bir gecede tabeladan silindi!
Ne bir açıklama, ne bir kınama… Derneklerden çıt çıkmadı!
Makamdayken Yanında Olanlar, Şimdi Nereye Saklandı?
Beşir Atalay görevdeyken, önünde ceket ilikleyenler, onun adını siyasi çıkarı için kullananlar şimdi yok!
O makamdayken dernekler sıraya giriyordu; plaket, çiçek, fotoğraf yarışındaydılar.
Abdestsiz yanında namaz kılanlar !
Bugün o isme yapılan vefasızlık karşısında herkes suspus!
Sahi, nerede o fotoğraflarda omzuna el atanlar?
Dernek Tabelası Asmakla Hemşehri Olunmaz!
Dernekçilik; yılda bir mesaj atmak, düğünlerde mikrofon tutmak, siyasetçiye yanaşmak değildir.
Dernekçilik; dik durmaktır, vefadır, değerine sahip çıkmaktır.
Bugün susanlar, yarın yok hükmündedir!
Susmak, İhanete Ortak Olmaktır!
Bu sessizlik, sadece Beşir Atalay’a değil, tüm Keskin’e ihanettir.
Siz kendi değerlerinize sahip çıkmazsanız, başkası neden sahip çıksın?
Bugün bu haksızlığa göz yumanlar, yarın kendi çocuklarının yüzüne nasıl bakacak?
Tabelayı İndirin, Derneği Kapatın!
Bir isim silinirken, siz susuyorsanız…
Bir hemşehriye haksızlık yapılırken, siz çay demliyorsanız…
Kusura bakmayın ama siz o dernek tabelasını da, kilidini de hak etmiyorsunuz!
Tabelanızı indirin! Yerinizde utanacak olanlara yer açılsın!
Unutmayın: Bugün sustuğunuzda, yarın sizi de kimse hatırlamaz.
Beşir Atalay bugün yalnız bırakılıyorsa, bu yarın sizin de başınıza gelir.
Bir toplum kendi değerlerine böyle mi sahip çıkar?
Ya şimdi konuşursunuz…
Ya da sonsuza kadar susar ve silinirsiniz!