MKE’yi Keskinliler İstemedi” Yalanı Artık Son Bulsun!
Ragıp Cihat Mencet yazdı…
Kurtuluş Savaşı’nın her cephesinde, her direniş noktasında var olmuş bir halk düşünün…
Bir halk ki; devletine, milletine, liderine bağlılığıyla, hem cephede savaşmış hem de cephe gerisinde mühimmat üretmiş…
İşte o halk Keskinlilerdir.
MKE kurulmamışken Keskinliler, Keskin Fişekhanede fişek ve mermi üretiyordu…
MKE’nin temelleri ta o zaman Keskin’e atıldı…
Ama gelin görün ki, yıllardır kulaktan kulağa yayılan mesnetsiz bir söylenti, bu vefalı halka çamur atmaktadır:
“MKE fabrikası Keskin’e yapılacaktı ama Keskinliler yer vermedi!”
Ne büyük hadsizlik!
Ne büyük cehalet!
Ve belki de ne büyük kasıt!
Bu yalanı kim uydurduysa bilin ki, Keskinlilerin alnındaki teri, tarih sahnesindeki onurlu duruşunu ve uğruna can verdikleri vatan sevgisini inkâr etmiştir.
Bu milletin iki yakası elindedir; çünkü onun hakkı çalınmak istenmiştir.
Ama yeter artık! Bu haksızlık tarihin çöplüğüne atılmalıdır.
Tarih Unutmaz: Keskin, Kurtuluş’un Lojistik Kalbidir
Keskin, Kurtuluş Savaşı boyunca sadece bir kasaba değil, Batı Cephesi’nin üç ana lojistik üssünden biri olmuştur. Ankara ve Eskişehir’le birlikte fişek üretiminin en kritik noktasıdır.
Keskin’deki fişekhane, günlük 50.000 mermi üretmiştir.
Bu üretimi kim yaptı?
Keskin’in cefakâr kadınları, yiğit delikanlıları, bastonuna dayanan yaşlısı, gencecik çocukları…
Can siperane çalışan bu halk mı şimdi “yer vermedi” diye yaftalanıyor?
Bu nasıl bir vicdansızlıktır?
Nasıl bir çarpıtmadır?
MKE’nin Temeli: Atatürk’ün Talimatı ile Keskin’e Atıldı
O dönemde MKE fabrikalarının yapılacağı yer olarak belirlenen Kırık Köyü, Keskin Kazası’na bağlıydı.
Burası tesadüfen seçilmedi.
Mustafa Kemal Atatürk bizzat, Keskin’in Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıklarına bir vefa nişanesi olarak bu fabrikanın Keskin’e yapılmasını talimatlandırdı.
Peki neden Kırık Köyü Mevki ?
Fabrikaların kurulduğu alana bakarsak ne kadar düz bir ova olduğunu anlarız.
En yakın tren istasyonu Yahşihan’dı. Sevkiyat kolaydı.
Fabrikalar için su şarttı. Kızılırmak’a en yakın, su kaynağına erişimi olan alan Kırık Köyü
Ama sonra ne olduysa oldu.
Siyasi dengeler mi değişti? Başka hesaplar mı devreye girdi bilinmez ama birileri kalktı, utanmadan, arlanmadan “Keskinliler yer vermedi” yalanını ortaya attı.
İşte bu, kahramanların ruhuna ihanettir!
Cumhuriyetin Yolunu Açan Eller: Keskinliler
19 Eylül 1919’da Hamitli Rıza Bey ve Kevenli Köyü’nden Hacı Mehmet Atakul, Ankara Valisi Muhittin Paşa’yı Keskin-Elmadağ arasındaki Kılıçar mevkiinde yakalamış ve Mustafa Kemal Paşa’ya teslim etmiştir.
Bu olay, Mustafa Kemal’in Ankara’ya girişini ve TBMM’nin açılmasını doğrudan etkileyen stratejik bir dönemeçtir.
Bu halk, yalnızca savaşmamış, tarih yazmıştır!
Behiye Şahin’in tanıklığıyla o gece yaşananlar, tarihin satırlarında değil, vicdanlarda yer etmelidir.
İstiklal’in gölgesinde büyüyen her çocuğun bilmesi gerekir bu destanı!
Cephede, Kalpte, Efsanede: Keskin
Sadece fişekhane mi?
Hayır!
Bilecik Cephesi’nde, Yunan işgaline karşı kurulan Kırşehir-Keskin Gönüllü Alayı’nda yüzlerce Keskinli yer aldı.
Sonra ne oldu?
Keskin, 500 kişilik atlı birliğiyle tekrar cepheye koştu.
O günkü Ankara gazeteleri attığı manşetle bunu tescilledi:
“Kahraman Keskinliler!”
Son Söz: Bu Yalan Artık Bitsin!
MKE fabrikaları, Atatürk’ün talimatı, coğrafyanın gerekliliği ve Keskin’in onurlu tarihiyle Keskin Kazası’nın Kırık Köyü mevkisine kurulmuştur.
Ve bu böyle biline!
Bugün hâlâ bu halkı “yer vermediler” diye suçlamaya kalkmak, tarihe kafa tutmaktır.
Oysa tarih belgelerle, şahitlerle, alın teriyle yazılır; iftirayla değil!
Kahraman Keskinlilerin adı, bir fabrikaya değil, bir milletin kurtuluşuna mühür olmuştur.
Bu milleti suçlamak, güneşe çamur atmaktır.
Artık yeter!
Bu yalan burada son bulsun!
Ve tarih, gerçek kahramanlarına selam dursun.
