
Rektör Arslan, Yeni Açılım Sürecine Çomak mı Sokuyor? Kime Hizmet Ediyor?
Kırıkkale Üniversitesi’nde tarihe kara leke olarak geçecek bir skandala imza atıldı. Üniversitenin kurucu rektörü, akademi ve siyaset dünyasında önemli bir yere sahip olan, çözüm ve açılım süreçlerinin sembol ismi Prof. Dr. Beşir Atalay’ın adı, Rektör Prof. Dr. Ersan Arslan tarafından kampüsten resmen kaldırıldı.
Bu provokatif ve ideolojik kokan karar, sadece Kırıkkale değil, Ankara’da da şok etkisi yarattı. AK Parti Gaziantep Milletvekili ve eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den gelen sert açıklama, tepkilerin sadece buzdağının görünen yüzü olduğunu gösterdi.
Abdülhamit Gül: “Geçmişi İnkar, Vefayı Ayaklar Altına Almaktır!”
Sosyal medya üzerinden yayınladığı mesajla adeta Rektör Arslan’a rest çeken Gül, şu ifadeleri kullandı:
“Beşir Atalay Hoca, kurucu rektörlükten bakanlığa, ülkemize, milletimize, nesillerimize ve davamıza büyük emekler vermiştir.
28 Şubat’ın karanlığında bedel ödemiş, dik durmuştur.
Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğü’nün aldığı kararla, Beşir Atalay’ın isminin kampüsten silinmesini üzüntüyle öğrendim.
Bu, geçmişi inkâr, vefayı hiçe saymaktır.
Unutmayalım: Vefa, yolumuzun, mücadelemizin omurgasıdır.”
Bu Kararın Altında Ne Var?
Kimden Talimat Geldi, Hangi Hesap Görülüyor?
Durduk yere alınan bu karar, akademik bir gereklilik değil, politik bir operasyon izlenimi veriyor.
Beşir Atalay’ın ismi neden hedef alındı?
28 Şubat’ta dimdik durmuş, çözüm sürecinde elini taşın altına koymuş, FETÖ’yle mücadelede devleti yalnız bırakmamış bir ismin adını üniversiteden silmek; neyin karşılığı, hangi planın parçası?
Üniversite kulisleri, “Rektör Arslan bu kararı tek başına alamaz” yorumlarıyla çalkalanıyor.
Kamuoyunun sorduğu net bir soru var:
Rektör Arslan bu kararla kimlere mesaj veriyor, kimden talimat aldı?
Yeni Açılım Süreci Başlarken, Bu Sabotaj Ne Anlama Geliyor?
Türkiye son dönemde yeniden açılım benzeri bir normalleşme sürecine girmişken, Atalay gibi sürecin temel mimarlarından bir ismin akademik hafızadan silinmesi, bu sürece karşı bir sabotaj değil midir?
Kardeşlik, huzur ve siyasi birliktelik adına geçmişte taş üstüne taş koyanlara yönelik bu karalama hamlesi; sadece Beşir Atalay’a değil, Türkiye’nin barış iklimine yönelmiş bir saldırıdır.
Ersan Arslan, Siyasi İklimi Sabote Ediyor!
Rektör Arslan’ın bu tutumu, sadece akademik vefasızlık değil; siyasi süreci sabote etmeye yönelik bilinçli bir operasyon izlenimi vermektedir.
Yoksa Ersan Arslan bir taşeron mu?
Yeni açılım sürecini baltalamak için mi bu ismi silme kararı aldı?
Beşir Atalay’ın ismini silerek hangi odaklara selam çakıyor?
Bu soruların cevabını sadece Kırıkkale değil, tüm Türkiye merak ediyor.
Ve unutulmasın ki; geçmişi inkâr edenler, geleceğe söz söyleme hakkını kaybeder.