
Kırıkkale’de yaşanan son yangında 15 bin dönüm arazi kül oldu. Ağaçlar, tarım alanları, kuşlar, böcekler, otlayan hayvanlar… Hepsi yok edildi. Hepimizin yüreğini yakan bu felaketin sebebi yine aynı: anız yakma sorumsuzluğu.
Bir Kibrit, Bir Ömürlük Kayıp
Bugün tarlasında anız yakan bir çiftçi, belki toprağını kolayca temizlediğini düşünüyor. Oysa attığı kibritle sadece sapı samanı değil, geleceği de yakıyor.
Geçmişte pek çok örneğini gördük. Konya’da bir anız yangını sonucu köyün tek mera alanı tamamen yanmış, köylü yıllarca hayvanlarını otlatacak yer bulamamıştı. Şanlıurfa’da anız yangını nedeniyle yolun kenarına sıçrayan ateş, zincirleme trafik kazasına yol açmış, can kayıpları yaşanmıştı. Her yıl onlarca orman, bu sorumsuzluk yüzünden kül oluyor.
Kırıkkale’de yaşanan son felakette de durum farklı değil. Ormana sıçrayan yangın sadece toprağı değil, sayısız ağacı ve canlıyı yok etti. Peki sorumlusu kim? Elbette ki anızı yakan! Çünkü o bölgede kimin tarlası olduğu bellidir.
Anız Yakmanın Gerçek Yüzü
Birçok kişi anız yakmayı “masum” bir yöntem sanıyor. Hatta bazı çiftçiler “zararlı otlardan kurtuluyoruz, toprağı havalandırıyoruz” diye kendini savunuyor.
Ama gerçek çok farklıdır:
-
Toprak canlıdır. İçinde milyonlarca mikroorganizma, solucan ve böcek yaşar. Anız yakıldığında toprağın bütün bu canlılığı yok olur.
-
Verim düşer. Toprağın humus tabakası yanar, yıllar boyu oluşan organik madde kül olur. Çiftçi aslında kendi emeğini, kendi rızkını yakar.
-
Ormanlar yanar. Küçük bir kıvılcım rüzgarla büyür ve binlerce ağacı yok eder.
-
Hava kirlenir. İnsan sağlığı tehdit altına girer, astım ve solunum hastalıkları artar.
-
Canlılar ölür. Kaplumbağalar, kirpiler, kuş yuvaları, böcekler… Hepsi bir anda yok olur.
Ceza Yetersiz, Yaptırım Zayıf
Her yıl aynı manzaraları yaşıyoruz. “Ceza verildi” deniyor ama caydırıcılık yok. Birkaç bin liralık para cezası ödeyen, ertesi yıl yine aynı sorumsuzluğu yapıyor. Çünkü biliyor ki en fazla ceza öder, iş biter.
Artık bu düzen değişmeli. Anız yakmak basit bir kabahat değil, doğaya karşı işlenmiş bir suçtur. Bu nedenle:
-
Meclis, bu fiili “ağır suç” kategorisine almalı,
-
Tarım Bakanlığı sıkı denetim mekanizması kurmalı,
-
Kolluk kuvvetleri anız yakımında sıfır tolerans uygulamalı,
-
Yanan araziler için “yeniden ağaçlandırma ve rehabilitasyon” zorunluluğu getirilmeli.
Sorumluluk Sadece Devlette mi?
Hayır! Toplum da artık susmamalı. Hepimiz bulunduğumuz bölgede gördüğümüz anız yakma girişimlerine engel olmalıyız. Bu sadece çiftçinin sorunu değil, ülkenin geleceğinin sorunudur.
Düşünün, Anadolu’nun toprağı binlerce yıldır bu milleti besledi. Bugün o toprağı yakmak, yarın çocuklarımızı açlığa mahkum etmek demektir.
Ragıp Cihat Mencet
Haber71.net ve Kent Gazetesi İmtiyaz Sahibi




