Kırıkkale Üniversitesi’nde gün geçmiyor ki bir skandal daha patlamasın. Adeta bilimden çok şaibelerle anılan bir kurum haline gelen üniversite, yine rektör Prof. Dr. Ersan Arslan ve ekibinin uygulamalarıyla sosyal medyada gündem oldu.
Son skandal, “Bilim İnsanı Yetiştirme Projesi” adı altında yaşandı. 2024 yılında tam 712 bin TL ödenek ayrılarak 32 yurtdışı kongreye katılım sağlandığı açıklandı. Ancak ortada ne bir sonuç raporu var, ne de bu gezilerin üniversiteye ne kattığına dair tek satır belge. Tek yapılan şey: harcırahların cebe indirilmesi!
Peki bu mudur bilim insanı yetiştirmek? 32 kongreye gidip, tek bir rapor bile sunmadan, sadece uçak biletine ve harcıraha para akıtmak mıdır bilim?
Önceki Skandalları da Unutmadık!
Kırıkkale Üniversitesi yönetimi ne yazık ki ilk kez böyle bir şaibe ile gündeme gelmiyor.
Daha önce usulsüz görevlendirmeler ve “akademik kadro torpili” iddiaları aylarca tartışıldı.
Liyakatsiz atamalarla kurumun içi boşaltıldı, akademisyenler küstürüldü.
Üniversite, öğrencisine bilimden çok bürokrasi ve keyfi yönetim dayatır hale geldi.
Bir üniversite, şehre bilim, vizyon, üretim ve başarı katması gerekirken; Kırıkkale Üniversitesi sadece rektör ve ekibinin şaibeli uygulamalarıyla anılıyor.
Kamu Kaynakları Keyfi Harcanıyor!
Burada asıl mesele şu: 712 bin TL ile kaç öğrenciye burs verilebilirdi? Kaç laboratuvar kurulabilirdi? Kaç bilimsel proje desteklenebilirdi? Ama hayır, tercih edilen yol her zamanki gibi belli: “gezi turizmi” adı altında kamu kaynaklarının tüketilmesi!
Kırıkkale Üniversitesi artık Türkiye’de bir “bilim yuvası” olarak değil, “skandal yuvası” olarak konuşuluyor. Ve toplumun aklındaki tek soru giderek daha yüksek sesle soruluyor:
Neden bu üniversite hep rektör Ersan Arslan ve ekibinin skandallarıyla gündeme geliyor?
Cevabı çok basit: Çünkü liyakat yok, şeffaflık yok, hesap verme kültürü yok!
Ve en acısı, bu zihniyet değişmediği sürece, Kırıkkale Üniversitesi’nin adı bilimle değil; israf, torpil ve şaibe ile anılmaya devam edecek.
