Osman Durmuş’un Ardından
Bir dava adamına, bir teşkilat büyüğüne, bir halk hekimine vefa ile…
Zaman geçiyor. Takvimler 26 Ekim’i gösterdiğinde, içimde bir sızı, zihnimde bir iz beliriyor. Bu tarih, sadece bir vefat yıl dönümünü değil; bir duruşun, bir karakterin, bir davanın hatırasını taşıyor.
Bugün, Prof. Dr. Osman Durmuş’u anıyoruz.
Ama onu sadece bir unvanla, bir görevle, bir sıfatla anmak eksik kalır. Çünkü o, halkın içinden çıkmış, halkla yürümüş, halk için yaşamış bir adamdı.
2008–2012 yılları arasında, henüz 23 yaşında bir genç olarak Kırıkkale Ülkü Ocakları Başkanıydım.
O yıllar, benim için sadece bir görev değil; bir karakter inşasıydı.
Ve bu inşanın en sağlam taşlarından biri Osman Durmuş’tu.
Onunla aynı siyasi çizgide yürümek, aynı sofrada oturmak, aynı davaya omuz vermek…
Bana siyasetin sadece kürsülerde değil, sokakta; sadece nutukta değil, davranışta da yaşandığını öğretti.
Osman Hoca, Kırıkkale siyasetinde birleştirici bir figürdü.
Ayrıştırmazdı. Ötekileştirmezdi.
Teşkilatın abisiydi.
Gençlerin elinden tutar, yol gösterir, gerektiğinde omuz verirdi.
Sözünü sakınmazdı ama asla kırıcı olmazdı.
Dürüstlüğü, dik duruşu ve halkla kurduğu gönül bağı, onu farklı kılan en temel özelliklerdi.
Arkasından konuşanlar olurdu elbet. Ama yüzüne kimse bir şey diyemezdi. Çünkü o, hakikatin sesiydi.
Bir gün bana şöyle demişti:
“Fatih Başkan, padişahların bile arkasından atarlar. Boşver, biz işimize bakalım.”
İşte o söz, yıllar boyunca kulağımda yankılandı.
Siyasetin gürültüsünde, iftiraların gölgesinde, o söz bana hep pusula oldu.
İşimize bakmayı, doğru bildiğimiz yolda yürümeyi, eğilmeden, bükülmeden durmayı ondan öğrendim.
Ama Osman Durmuş’un mirası sadece sözde değil, hizmettedir.
Sağlık Bakanlığı döneminde Kırıkkale’ye kazandırdığı eserler, onun halk için nasıl çalıştığını gösteren somut örneklerdir.
Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi, onun vizyonunun bir meyvesidir.
Bugün binlerce insanın şifa bulduğu bu hastane, onun “hizmet halka ulaşmalı” anlayışının bir yansımasıdır.
Modern tıbbi donanımı, uzman kadrosu ve çok sayıda branşta hizmet veren yapısıyla, sadece Kırıkkale’ye değil, çevre illere de umut olmuştur.
Ve sadece şehir merkezine değil, Kırıkkale’nin tüm ilçelerine sağlık merkezleri kazandırarak, sağlık hizmetini yaygınlaştırmıştır.
Köylere, kasabalara, uzak mahallelere kadar ulaşan bu hizmetler, onun halkı önceleyen bakış açısının eseridir.
Osman Durmuş, makamın değil, milletin adamıydı.
Siyaseti bir meslek değil, bir sorumluluk olarak görürdü.
Kendini anlatmak için çabalamazdı; çünkü duruşu zaten anlatırdı.
Onunla bir arada olmak, sadece bir siyasi birliktelik değil; bir ahlak, bir disiplin, bir dava terbiyesiydi.
Bugün onu anarken, içimde buruk bir gurur var.
Çünkü onu tanımış olmak, onunla aynı yolda yürümüş olmak, bana çok şey kattı.
Ve biliyorum ki, onun gibi insanlar kolay yetişmiyor.
Onlar, iz bırakır.
Onlar, gölgeleriyle bile yol gösterir.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun.
Unutulmayacak izler bırakanlara vefa borcumuzdur.
26 Ekim’de onu rahmetle, minnetle ve dualarla anıyorum.
Dr. Fatih SAYDAM
